Ayak

tdk :ayak,    
a. 1. anat. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü.

Babam bypass ameliyatı için ameliyathaneye gitmeyi beklerken, ya saçlarını kokladım, ya da ayakucuna geçip ayaklarını öptüm. Sevgimin taşıp akacak yer bulmaya çalıştığı anlarda karşıma çıkarsa eğer ayak, öpmeden duramadığım bir çıkıntı. Yere basıp basmaması önemli değil, temiz olup olmaması hiç mühim değil.

Bebeklerle aramda pek sıkı bağlar kurulamıyor, böyle kırılgan bir beden nasıl taşınır? Pratikte korkmadan kucağıma alıp taşıyabiliyorum ama düşününce ele avuca almak cesaret istiyor. Bebeklerin o pembe, yumuşacık, mis kokulu topuklarına karşı kayıtsız kalamıyorum, ne zaman bir bebek görsem, mesela yaz günü çorapları çıkarılmış, ayaklarını alıp ham ham ham yaparak ayağın sahibini eğlendiriyorum, şaşırtıcı biçimde komik buluyorlar bu oyunu, kıkır kıkır katılana kadar gülenine bile rastlıyorum. Oyunu kuralına göre, gıdıklamamaya özen göstererek oynuyorum, zoraki atılan kahkaha ile pek ilgilenmiyorum, eğer ben oyun havamızda değilsem, usulca sokulup yanına, yusyuvarlak topukları koklayıp doya doya öpüyorum. Sanırım ben ayakları iyiden iyiye seviyorum.

Sabaha karşı uyandım, hoş bir aydınlık var odada, tam da aydınlık olmayan bir aydınlık, bu an kısa sürecek, birazdan perdeler engel olmasa oda ışıkla dopdolu olacak, Oğuz uyuyor, nefesini dinliyorum, göğsü usulca inip kalkıyor, bu hareketi oldukça düzenli. Biliyorum ki, huzurlu bir uykunun elinde. İstanbul'dan döndüğümüz akşam havanın serinliği ile tekrar çıkarmak zorunda kaldığımız yorgandan ayaklarını çıkarmış, bir insanı ayaklarından sevip okşamayı seven biri için bu o kadar hoş ki... Hayır hayır, elbette gidip uyuyan birinin ayaklarını öpmeye çalışmak hiç akıllıca olmazdı, sırtımı pencereye dönüp ayaklarımı yorganın dışına çıkararak alarma kadar uykunun kollarına atıldım.

Yorum Gönder

 

Copyright © Kültür Sanat Blog | Powered by Blogger | Template by 54BLOGGER | Fixed by Free Blogger Templates