Neler Oluyor

Aslına bakalım. Sanki düşüncelerimi askıya aldım. Havalar da serinledi ya, üzerimde bir uyku hali. Derinleştiğim bir konu da yok bak, Pazar gününden bu yana eve gelip yemek yedikten sonra Roma'nın karşısına geçiyor, Sezar ile yatıp Pompey Magnus ile kalkıyoruz ve fettan Atia ile çileden çıkıyoruz.

Bu durum kitap okumalarımı etkiledi elbet, tek yaprak çevirmiyorum, geçer diye düşünerek şimdilik can sıkıntısı da taşımıyorum. İnsan istediği şeyi istediği zaman yapamadıktan sonra...

Sezen "bir şeye bulaştınız mı bokunu çıkarıyorsunuz" diye söylenirdi. Bir dönem sadece puzzle, başka bir dönem sadece kitap, bir dönem sadece film, şimdi diziler. Elimizde House'un bölümleri kalmadığı için Roma'ya başlamış bulunduk. Diyorum ya dur bakalım. Bu da nasılsa geçer. Tüm bunlar dışında hayat akıp geçerken çok önemli bişey yok.

Uzun zamandır üşendiğim için yapmadığım bir eylemi geçen cumartesi gerçekleştirdim. Duvar projem için fotoğraflarımı bastırdım ve çerçeveciye götürdüm. Geveze sanırım en çok sen sevinirsin bu işe. Bir dönem noldu senin duvar projesi deyip duruyordun. Demek o kadar da atalet çökmemiş üzerime. Geriye çerçeveciden fotoğraflarımı almak ve duvara asmak kalıyor. Ama bu diğerinin yanında gerçekten çok çok basit bir eylem, ben duvar projesini bitmiş sayıyorum.

Bu arada dün akşam izlediğimiz bölümde Pompey Magnus talihsiz şekilde deniz kıyısında yaşama veda etti, sabah bunu düşünerek girdim işyerine, yüzüm asık, noldu diye sorulsa o an, şak diye pompey öldü daha ne olsun diyeceğim. Bihter öldükten sonra 52 sinde yasin okuyanları yine tam olarak anlamasam da anlamaya yakın bir yerlerde olduğumu sezinliyorum. Evet galiba deliriyorum.

Yorum Gönder

 

Copyright © Kültür Sanat Blog | Powered by Blogger | Template by 54BLOGGER | Fixed by Free Blogger Templates