Tutkunun peşinde giderken

Annem geçenlerde bir değişiklik yaptı da bize geldi, oturuyoruz karşılıklı. Tarlalara bakıyor yanıbaşımızdaki. Bugünlerde ayçiçek tarlaları kendini belli ediyor hemen. Resim gibi duruyor karşı taraf. Oradan buradan konuşuyoruz. Zaman zaman da susuyoruz, bir rüzgar esiyor mesela balkonda, ohh diyoruz. Bir ara tarlaların boşluğuna bakıp eskiden olsaydı diyor, bu tarlalarda bir sürü kişi çalışıyor olurdu günün bu saatinde. Oysa şimdi tarlalar bomboş. Çalışan filan yok. Beyaz yemenili kadınların yerini ilaçlar almış, tüm ayrıkotlarını ilaçlar temizliyor, çapalar artık küf içinde.

Biz böyle konuşurken konuşurken laf lafı açtı, üşenmedik hayaller arasında dolandık. Sonra annem aklına nereden geldiyse hani dedi sen motosiklet ehliyeti alacaktın. Haklı. Ne zamandır istiyorum. Ne bekliyorsun ayol, bekleme. Doğumgünü hediyesi olarak motosiklet de benden.

Bazen önüne imkanlar serilen ama onları değerlendirmeyen insanlara söylenir dururum, ahmaklar derim oturduğum yerde, o imkanlar olmasına rağmen kimbilir ne gibi engelleri olduğunu bilmeden atar tutarım bir nevi, şimdi hal böyleyken onlardan bir farkım yok görüyor musun? Neyse, motosiklet benim çok kolay dillendirebileceğim bir konu değil. Beni çok iyi tanıyanlar ne kadar meraklı olduğumu ve ne kadar çok istediğimi bilir. Konu hassas. Oğuz faktörü var. Kendisi benim her istediğimi yerine getirmek için çalışır, heveslerimin peşinden gelir, olmadık şeyleri denemeye meyillidir, yeniliklere açıktır, şahanedir ama motor konusu aramızda uzlaşamadığımız alanın en temel taşıdır. Pek konuşmayız bu konuyu. Ben onun tamam demesinin altında gerçekten ve içtenlikle tamam demesini beklerim. İki tekerlek ve hız gözünde büyüyor. O'nu anlamıyor değilim, ama işte. Tutku delilik alameti, kımıl kımıl. Kaşınıp duruyor içeride bir yerde, pirelenmiş gibi oluyor insan, içindeki bir yeri kaşımak istiyor ama mümkünatı yok, arzu edilen şey gerçekleşmedikçe, o kaşınma hissi bir türlü geçmiyor.

Annemin sahi noldu senin ehliyet işi diye sormasıyla başlayan süreci dün netleştirdim, kaydımı yaptırdım. 28 Kasım'da direksiyon sınavım var. Hissediyorum, gelecek bahar ağaçlar tomurcuklanmaya başlar başlamaz tüm pireleri kovalama konusunda başarılı olacağım. İçimdeki tüm kaşınmalara bir son.

Pink Panther'e mesaj : Senin yerin ayrı güzelim. Pabucun dama filan atılmaz merak etme.

Yorum Gönder

 

Copyright © Kültür Sanat Blog | Powered by Blogger | Template by 54BLOGGER | Fixed by Free Blogger Templates