Bilenler bilir, sessiz sedasız iki nehir akar Edirne'nin içinden. Biri işte bu, Meriç. Akmakla akmamak, durmakla kalmak arasında kararsız bir suyu, coşkun değil, bakanı dinlendiren bir hali var. Yaşlı bir nehir gibidir Meriç, gezmiş dolaşmış da artık bu kentte kalmaya karar kılmış gibidir, arkasından gelen yine kendisi, kendi kendisinin sözünü dinler, gözü arkada alıp başını gider...
Pazartesi akşam üzeri, bizim Süslü ile akşamüzeri pikniği yaptık burada, hoş bir sohbetin eşiğinden girdik içeri, oradan buradan derken karanlık çökerken hem nehri hem ormanı terkettik...
Yorum Gönder