Bekle beni ey gözlükçü

Ne zaman kullanmaya başladım? Gözlükten bahsediyorum. İstanbul'da 72T otobüsünün 72T olduğunu gözlerimi kısarak okumaya çalıştığım zaman. 72T kısmını sallıyorum tabi, aklımda o otobüs numarası kalmış. Topkapı -Taksim. Oğuz sen miyopsun galiba demişti. Sonra soluğu göz doktorunda almıştık da elimizde reçeteyle çıkmıştık. İlk gözlüğümü Beyoğlu'nda bir gözlükçüden edindik, Cihangir'deki eve gidene kadar sanki yerleyeksan olmuştum, ama o gün dünya dupduru gelmişti gözüme, berrak mı berrak. Şu karşıdan gelen kadının yüzü ne kadar belirgin. Keşke insan zihninin karmakarışık olduğu durumlarda buna benzer bir gözlük oluverse elimizin altında da bu gözlüğü taksak şeklindeki klasik öneriyi sunmayacağım. Zira o zaman hayat biraz daha bulmacasız ve biraz daha kolay oluverirdi. Elimizin altındakiler sayesinde pek çok şey zaten yeterince kolay.

Hımm ne diyecektim. Çerçevemi değiştirmek istiyorum. Hem de en kısa zamanda. Çok hem de çok sıkıldım şu an kullanmış olduğumdan. Dün Oğuz'a kolayını bulsam hemen atıcam çöpe dedim. O derece. Hayatımın vazgeçilmez biricik tespitçi memuru Oğuz " Sen, bişey istediğin zaman, hemen o an oracıkta şıp diye olsun istiyorsun" dedi. Tahammül sınırım neredeyse yokmuş. Haklı. Bu tutum kimi zaman işe yarıyor. Harekete geçmemi kolaylaştırıyor.

Burada bir göz dokturumuz var, Tolga Bey. Ağustos ayında kendisine gitmem gerekiyordu, gitmedim. Şimdi bu gözlük hevesiyle Tolga Bey'e ziyaret ilk işim olacak. Yeni çerçevemi aldığımda kayıtlara geçmek için buraya geleceğim.

Ayrıca belirtmeliyim ki biten işler hanesine haftasonu bir gol attık ve tüm çerçeveleri duvara astık.

Yorum Gönder

 

Copyright © Kültür Sanat Blog | Powered by Blogger | Template by 54BLOGGER | Fixed by Free Blogger Templates