Çok kısacık vaktim var, bıdıbıdı anlatıp gidicem.
Pazar günü evimizi tertemiz pırıl pırıl yaptık, sonra içimiz nasıl huzurla doldu anlatamam, bu temizlik esnasında en çok zamanı portmantomuza (türkçesi yok mu bunun) ve tek gözlü çekmecesine ayırdım. Sanırım ayakkabıların toplanması, orada unutulmuş kışlıkların kaldırılması, yıkanması, son altı ay içinde birikmiş fişler, kredi kartı slipleri, elektrik faturaları, ödendi makbuzları gibi ıvız zıvır şeylerin toparlanması, ayıklanması, klasörlenmesi tam üç saatimi aldı, ne kadar dağılmış olduğumuzu sen düşün, bütün bunlara pazar sabahı saat 08.30 sularında başladım, elbette Oğuz uyurken, sonra Oğuz uyandı, harika bir kahvaltı hazırladı, kahvaltıda ana yemek naneli peynirli omlet ... Pazar işte biraz böyle geçti. Yorgunlukla ama evin içindeki birikmişlerin kışkışlanmasının ruhumuzu da arındırmasıyla.
Pazartesi. Akşam eve gelip balkonda bezelye ve taze fasülye ayıkladım, yine balkonda soğan ve domates soydum, e yemeğin büyük kısmını balkon masasında hazırladım, Pirinç karşımdaki koltukta, bir ara başımı kaldırdım, bir elimde bıçak taze fasülye ayıklarken hem, baktım Oğuz geliyor, bir Oğuz'a baktım uzaktan, bir kendime baktım, karşımdaki koltukta yalanıp duran Pirinç'e ve şimdi tam açıklayamayacağım bir hisle dolup taştım, mutluluk dedim, işte bu! Başımı kaldırdığımda sevdiğimin gelmesi, taze fasülye ayıklıyor olmam, Pirinç'in yalanıp durması...
Akşamları tek yaptığımız şey elbette maçları izlemek ve hiç durmadan kendi aramızda yorumlar yapabilmek. Ben anne misali futbolcuların saçına sakalına takmış durumdayım, hemen her maçta bir futbolcu bulup " ay bunu da kimse uyarmamış, yataktan kalkıp maça çıkmış, ense tıraşı da olmamış utanmaz şey, ayol dünya izliyor seni ekranlarda, şu kılığa bak" diyerek takılıyorum.
İnsan yaz gecelerini eğer tatil beldesinde değilse daha güzel nasıl geçirilebilir ki? Daha güzeli, daha iyisi yok, o derece iyiyim, o derece güzelim ve o derece huzurluyuz işte...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yorum Gönder